Bilgisayarlar en önemli bilimsel gelişmelerden biridir ve akademik, profesyonel ve sosyal faaliyetler için kullanımları günlük hayatımızın önemli bir parçası haline gelmiştir.
MESLEKİ GÖZ YORGUNLUĞUNDAN KAÇINABİLİR MİYİZ?
ERGOFTALMOLOJİYİ* İHMAL Mİ EDİYORUZ?
Bilgisayarlar en önemli bilimsel gelişmelerden biridir ve akademik, profesyonel ve sosyal faaliyetler için kullanımları günlük hayatımızın önemli bir parçası haline gelmiştir. Bilgisayar kullanımı iş verimliliğini ve kalitesini artırmış ve yaşamlarımızı her açıdan kökten değiştirmiş olsa da uzun süreli kullanımı oküler ve genel sağlık ile ilgili sorunlara yol açmaktadır1.
Göz yorgunluğu, toplumun çalışma şeklinin değişmesi sebebiyle ortaya çıkan modern bir sorundur. Evde ve işte sürekli bilgisayar ekranlarıyla ve dijital gereçlerle yakın ilişki durumundayız. Gözlerimizin yapısı bu kadar uzun sürelerle yakın görüşe odaklanmaya uygun değildir ve sonuç olarak göz zorlanması meydana gelir. Gözlerinizi yoğun bir şekilde kullandıktan sonra göz zorlanması veya yorgunluğu gelişebilir ve kuru, kaşıntılı veya yanan gözler, bulanık görme, sulu gözler, ışık hassasiyeti veya gözlerinizi açık tutmada zorluk gibi semptomlarınız olabilir.
Dijital göz zorlanması (digital eye strain), astenopi ya da bilgisayar görme sendromu (computer vision syndrome) olarak da bilinen dijital göz yorgunluğu (digital eye fatigue), dijital ekranlı elektronik cihazların uzun süreli kullanımı ile ortaya çıkan çeşitli oküler, kas-iskelet sistemi ve davranışsal belirti ve semptomların varlığı ile karakterize bir patolojidir. Bazı yazarlar tarafından göz yorgunluğu oküler yüzeyle ilişkili, görsel ve ekstraoküler semptomlarla birlikte (psikolojik ve müsküler semptomlar dahil) bilgisayar görme sendromunun alt gruplarından biri olarak da sınıflandırılmıştır7,8.
Yaygınlığı ve Risk Faktörleri
Farklı çalışmalarda işi gereği ekran kullananlar arasında göz yorgunluğu prevalansının %55-60 ile %81-90 arasında olduğunu bildirilirken 2 yakın tarihli bir meta-analizde bu değerin %97.3’e kadar yükselebileceği gösterilmiştir 3. Ekranla çalışan kişilerin en az yarısının, bazı durumlarda ise yaklaşık neredeyse tamamının bu riskle karşı karşıya olduğunu görüyoruz.
Göz yorgunluğu günlük toplam bilgisayar kullanım süresi ve kesintisiz bilgisayar kullanım süresi ile anlamlı olarak ilişkili bulunmuştur (sırasıyla p=0.001 ve p=0.008). İtalya’da yapılan bir çalışmada kadınlarda, iş yerinde günde 6 saatten fazla dijital gereçlerin kullananlarda ve çalışırken gözlük kullananlarda göz yorgunluğu gelişme olasılığının anlamlı derecede arttığı görülmüştür4.
Başlıca çevresel ve mesleki risk faktörleri şöyle sıralanabilir2
Ortam aydınlatması: Çalışma masasını çevreleyen çeşitli ışık kaynakları, oftalmolojik semptomlar üzerinde doğrudan ve büyük bir etkiye sahiptir.
Çalışma süresi: Günde 8 saatten fazla dijital ekran kullanmak kuru göz için bir risk faktörüdür. Ekran başında 3 saati aşan günlük bilgisayar kullanımı çalışanlarda göz yorgunluğu gelişmesine yol açmıştır. Ayrıca akıllı telefonla uzun süreler geçirmenin uyku kalitesini bozduğu, birçok fiziksel ve psikolojik yakınmalara yol açtığı bildirilmektedir.
Mikro-çevre: %40’tan az nem ve yüksek sıcaklık gibi faktörler gözyaşı filmi buharlaşmasını artırarak hiperozmolarite ve göz rahatsızlığına neden olabilir. Ayrıca, kapalı işyerinde oftalmik semptomlara neden olabilecek diğer faktörler arasında polenler, toz, aerosoller veya kimyasal tahriş edici maddeler bulunur.
Kişisel risk faktörleriarasında düzeltilmemiş kırma kusuruna sahip olmak ve sigara içmek sayılırken, kullanılan donanıma ilişkin risk faktörleri ekrana bakma açısının ve uzaklığının uygunsuz olması, yetersiz ekran çözünürlüğü ve punto büyüklüğü, 3 boyutlu stereoskopik ekran ve sanal gerçeklik donanımlarının kullanımı bildirilmektedir. Göz yüzeyine ait risk faktörleri arasında spontan göz kırpmada bozulma, kuru göz hastalığı ve gözyaşı filmi kalitesinde azalma bulunmaktadır.
Ek stres faktörleri olarak da işle ilgili stres, yorgunluk ve kaygı semptomlara katkıda bulunarak onları daha belirgin hale getirebilir.
Hangi Çalışanlar Risk Altındadır?
Ofis çalışanları: Bu, programcılar, tasarımcılar, yazarlar, muhasebeciler ve müşteri hizmetleri temsilcileri gibi iş günlerinin çoğunu bilgisayar kullanarak geçiren herkesi içerir.
Veri girişi yapanlar: İşleri, sürekli olarak yakın plan metin ve sayılara odaklanmayı içerir ve bu da gözlerini önemli ölçüde zorlar.
Grafik tasarımı ve animasyon yapanlar: Genellikle uzun süre parlak ekranlarla çalışırlar, görsel içeriği düzenler ve oluştururlar.
Öğretmenler ve eğitimciler: Çevrimiçi öğrenme platformları ve dijital kaynaklar giderek daha yaygın hale geldiğinden, eğitimciler bilgisayar ve tablet kullanarak uzun süreler harcıyor.
Göz Yorgunluğu ile İlişkili Semptomlar
Kalıcı boyun ağrısı olan kişilerin, kontrollere göre bilgisayar görme sendromu ile başvurma olasılığı daha yüksektir. Klinisyenler, devam eden boyun ağrısı ile başvuran kişilerde görsel semptomları değerlendirmeyi düşünmelidir. Ortaya çıkan ilk belirtiler arasında bulanık görme, göz kuruluğu, konjonktival ödem, göz yorgunluğu, görme akomodasyon bozuklukları, baş ağrıları, boyun ve sırtta kas ağrıları ve dikkat güçlükleri yer alır. Bir İspanyol meta-analizinde 103 çalışmada kullanılmış semptomlar kullanım sıklığına göre Şekil 1’deki gibi listelenmiştir3.
Kuru Göz Hastalığı
Kuru göz, gözyaşı filminin oküler yüzeyi tutan yaygın bir multifaktöriyel hastalığı olarak kabul edilir ve gözyaşı üretiminin azalması veya buharlaşmanın artmasından kaynaklanır. Durum, görme ile ilgili olanlar da dahil olmak üzere, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen çok çeşitli belirti ve semptomlarla kendini gösterir. Kuru göz, küresel nüfusun %7 ila %34’ünü etkiler ve yaşlı bireylerde daha yaygın görünmektedir.
Kuru göz hastalığı, yaş, cinsiyet, bazı hormon seviyeleri, otoimmün bozukluklar, yerel çevre koşulları, kontakt lens kullanımı ve bazı ilaçlara maruz kalma gibi bir dizi içsel ve dışsal faktör tarafından tetiklenir. Kuru göz hastalığının, oküler yüzey sisteminin dış (çevresel) veya iç (iç vücut) uyaranlara uyum sağlayarak dengesini (homeostaz) koruma yeteneğini kaybetmesiyle oluştuğu ve sürdürüldüğü, gözyaşı dengesizliği, gözyaşı hiperosmolaritesindeki değişiklikler, hücresel hasar ve apoptoz ve daha da önemlisi inflamatuar bir yanıt içeren bir kısır döngüye yol açtığı artık açıktır5.
Göz kırpma gözyaşının yayılmasına yardımcı olur ve kornea ve konjonktiva yüzeyinden tahriş edici cisimleri çıkartıp temizler. Göz kırpma oranı belirli bir süre boyunca kaydedilen göz kırpma sıklığını temsil eder. Kırpma oranı birçok unsurlardan etkilenebilir. Normal koşullarda normal bir bireyin rahat durumda göz kırpma hızı dakikada 15 tir ve bu dakikada 21-23’e yükselebilir . Bilgisayar ekranında bir şeyler okurken bu değer 7’ye ve uzun süre bilgisayar kullanımında 4’e düşebilir. Bunun nedeni ekran karşısında konsantrasyonun artmış olması ve buna bağlı olarak göz hareketlerinin azalması olabilir. Gözün uzun süreyle açık kalması ortamdaki gözyaşının buharlaşmasına, göz kırpılmadığı için gözyaşının yenilenememesine ve dolayısıyla göz kurumasına ve yabancı cisim hissine neden olabilir6.
Ayırıcı Tanı
Çeşitli durumlar, göz yorgunluğuna benzeyebilecek geçici görsel semptomlara neden olabilir. Bunlar arasında migren, karotis arter hastalığına bağlı amaurozis fugax, temporal arterit, optik nörit, aralıklı dar açılı glokom, organik olmayan nedenler, Sjögren sendromu, anti-depresan ilaç kullanımı sayılabilir. Bu koşulların her biri için uygun öykü ve araştırmalar çok önemlidir. Kuşkuda kalındığında çalışanı bir göz hastalıkları uzmanına yönlendirmek yararlı olacaktır.
Patofizyoloji
İnsan gözünün odaklama mekanizması, basılı metin ve dijital görüntüleme birimleri için benzer değildir ve farklı şekillerde yanıt verir. Basılı metin ve bilgisayar üzerindeki okuma materyalleri, izleme mesafesi, bakış açıları, göz kırpma hızı, metinlerin görünümü, akomodasyon gereksinimleri ve okuma sırasında palpebral fissürün genişlemesi açısından çok farklıdır. Yazılı bir metni okuma eylemi aşağı bakış pozisyonunda gerçekleşir. Bu durumda göz kapakları göz yüzeyin önemli bir kısmını örter ve böylece gözyaşı buharlaşması en aza indirgenmiş olur. Bunun aksine bilgisayar kullanılırken bakılan ekran yüzeyi genellikle gözlerle aynı seviyededir. Bu nedenle kapak aralığı daha geniştir. Bu durum, açıkta kalan yüzeyin daha geniş ve buharlaşmanın daha fazla ve etkili olmasına ve gözde kurumaya yol açar.
Öte yandan basılı harflerin her biri yüzeyi boyunca iyi tanımlanmış bir karakterden oluşurken, dijital ekran harfleri ekranın fosfor kaplı arka yüzeyine çarpan elektronik ışının sonucu olan piksellerden oluşur. Her piksel merkezinde parlaktır ve çevreye doğru parlaklığı azalır. Böylece insan gözü piksel karakterlerine odaklanmayı sürdüremez. Bunun yerine, odaklama sistemi, bilgisayar kullanıcısı tarafından basılı bir metni okumak için tercih edilen dikey bakış konumu nedeniyle bilgisayar ekranının gerisinde kalmaktadır (Şekil 2).
Bu noktaya karanlık odak denir. Bu nedenle, gözler sürekli olarak dinlenme noktasına veya karanlık odaklanmaya gevşer ve sık sık piksel karakterine odaklanmak için mücadele eder. Siliyer cisim tarafından bu tekrar tekrar odaklanma süreci gözde yorgunluk yaratır ve akomodatif semptomlara ve bu akomodasyon gecikmesi de göz yorgunluğu ile ilgili oküler semptomlara yol açar7.
Göz Yorgunluğu Nasıl Önlenir?
Dijital ekranlı elektronik cihazlar kullanan popülasyonda kuru göz oluşumunu önlemek için, gözlerin kısa süreli dinlenmesi, göz kırpma teknikleri ve çevresel değişiklikler gibi çeşitli önlemler alınabilir.
2021’de yakın zamanda yapılan bir araştırma, gözleri iki kez 2 saniye boyunca kapatmayı ve ardından göz kapaklarını 2 saniye boyunca sıkmayı içeren göz kırpma egzersizlerinin etkisini araştırmıştır. Göz kırpma egzersizlerinden bir ay sonra, kuru göz semptomları azalmış, lipit tabakası kalitesi artmış ve TBUT (tearing break-up time / gözyaşı kırılma süresi: Göz kırptıktan sonra kornea yüzeyinde kuru lekelerin ortaya çıkması için geçen süreyi inceleyen tanı prosedürü) artmıştır.
Başka bir strateji, görme gerekmediğinde gözlerin kapatılmasından oluşan “kör çalışma” olarak adlandırılır. Normal çalışmayla karşılaştırıldığında bu yöntemle kuru göz belirtileri, oküler rahatsızlık ve bulanık görme azalmıştır.
Göz kurumasını önlemek için önerilen üçüncü bir teknik 20-20-20 kuralıdır. Bu yöntem, bilgisayar görme sendromu semptomlarının ortaya çıkmasını önlemek için kullanılır. Bu teknik, her 20 dakikada bir 20 saniye boyunca bir mola verilmesi ve kişilerin 20 fit (~6 metre) mesafeden pencereden dışarı bakması şeklinde uygulanır.
Çevresel değişikliklerle ilgili bir çalışma, bir masaüstü nemlendirici ile 1 saatlik bilgisayar kullanımının, TBUT ve göz konforunda bir iyileşme ile ilişkili olduğunu bulmuştur2.
Teknolojik Gelişmeler
Mavi Işık Filtreleri ve Özel Gözlükler: Göz Yorgunluğuna Yardımcı Oluyorlar mı?
Bu tür gözlüklerin bilgisayar başında çalışanlarda dijital cihaz kullanımıyla görsel performansı artırabilecekleri, retina koruması sağlayabilecekleri ve uyku kalitesini artırabilecekleri konusunda bazı iddialar mevcuttur. Ancak kanıta dayalı tıp açısından bakıldığında, 17 randomize kontrollü klinik çalışmanın sistematik gözden geçirmesinin yapıldığı bir araştırmada, mavi ışık filtreli gözlük camlarının, mavi ışık filtreli olmayan gözlük camlarına kıyasla, kısa süreli bir takip süresi boyunca bilgisayar kullanımıyla göz yorgunluğu semptomlarını hafifletemeyebileceği bulunmuştur. Göz yorgunluğunda kısa süreli azalmalara yol açsa da, mevcut en iyi kanıtlara dayanarak, mavi ışık filtreli gözlük camlarının, mavi ışık filtreli olmayan gözlük camlarına kıyasla en iyi düzeltilmiş görme keskinliği üzerinde muhtemelen çok az etkisi olduğu veya hiç etkisi olmadığı sonucuna varılmıştır10.
Dijital Dünyada Göz Sağlığının Geleceği: Gelecek Vaat Eden Teknolojiler ve Yenilikler
Geliştirilmiş bazı yazılımlar bu konuda yardımcı olma potansiyeli taşımaktadır. Bunlardan biri olan uyarlanabilir Ekran Teknolojisi parlaklığı, kontrastı ve renk sıcaklığını günün saatine, ortam ışığına ve kişisel tercihlere göre ayarlayan programların kullanımıyla mümkün olabilir. Bu kişiselleştirilmiş yaklaşım, f.lux ve Iris gibi yapay zeka destekli araçlar aracılığıyla sağlanabilir. Bir diğer örnek ise Göz İzleme Araçlarıdır. Göz hareketlerini ve göz kırpmalarını izleyen yazılım, yorgunluğu algılayabilir ve molaları tetikleyerek kullanıcılara ekrandan uzağa bakmalarını ve göz egzersizleri yapmalarını hatırlatabilir. Workrave ve EyeDefender gibi araçlar yalnızca gerginliği azaltmakla kalmaz, aynı zamanda sağlıklı ekran alışkanlıklarını da teşvik eder. İçerik Optimizasyon Uygulamaları olan EyeLeo ve Readability gibi yazılımlar, ekrandaki metnin okunabilirliğini artırmak için yazı tipi boyutunu, aralığını ve satır uzunluğunu ayarlayabilir ve çevrimiçi içeriği okurken göz yorgunluğunu en aza indirebilir.
Yazılımların yanı sıra belli donanımlar da bu duruma karşı olan savaşımda kullanılabilir. Bunlar arasında yer alan mavi ışık filtreli özelleştirilmiş gözlükler yukarıda tartışılmıştır. Bu konuda yeterli bilgiye sahip olabilmek için iyi tasarlanmış ve kaliteli randomize kontrolü çalışmalar gerekmektedir. Bir diğer gereç olan Parlama Önleyici Ekran Koruyucular ekrandan gelen parlamayı ve yansımaları azaltmaya yardımcı olarak özellikle aydınlık ortamlarda odaklanmayı ve net görmeyi kolaylaştırır. Tabii ki Ergonomik Cihazlardan söz etmeden geçilemez. Ayarlanabilir ayakta durma masaları, monitör kolları ve klavye sehpaları, ekranın üzerinde eğilmenin neden olduğu boyun ve göz yorgunluğunu azaltarak çalışma alanı duruşunu optimize etmeye yardımcı olabilir. Geliştirilmekte olan gereçler arasında Akıllı Gözlükler ve Sanal Gerçeklik/Artırılmış Gerçeklik donanımları sayılabilir. Bunlar geleneksel cihazlarla ilişkili ekran süresini ve göz yorgunluğunu azaltma potansiyeline sahiptir.
Unutulmamalıdır ki, bu teknolojiler umut verici çözümler sunsa da, sağlıklı ekran alışkanlıklarının yerini tutmaz. Düzenli molalar vermek, iyi bir duruş sağlamak ve göz egzersizleri yapmak her zaman önceliklidir.
Kaynaklar: